Kovboy Gider Kum Kalır

Kızılkayalar'ın sıcak kumları en çetin kovboylara dâhi merhamet etmez. Pek çoğu batmayan güneşin altında kavrulurken mataralarının dibinde kalan suyun idare etmesi için çocukken inandıkları tanrılara dualar ederler. Bu kumlarda ahlaki değerlerden yoksun iskelet silahşörlere, mutasyonlu çöl hayvanlarına veya dört nal üstündeki ödül avcılarına denk gelmeden Kayalar'a varmayı başaran şanslı isimler, çöl vadisinin ortasındaki Carcass Kasabası'na ulaşmış bulunurlar. Çölün en büyük maden yataklarına ev sahipliği yapan Kasaba, kumar ve ticaret merkezi olması açısından kellesine yüksek ödül konulmuş büyük isimlerin güvenli limanı, ve hayatta kaybedecek bir şeyi kalmamış sefil ömürlere son bir umuttur.

Yüzlerinin kötü taklitleri sararmış "Aranıyor" posterleriyle kırık dökük duvarlara asılı ekibimiz, uğruna fersah fersah kumları aştıkları kasabaya ulaştıklarında aradıklarını bulacaklar mı, yoksa ciğerleri kum dolmuş kıpırdayamaz hâlde iken bu yola çıkmaya karar verdikleri her ana lanet mi edecekler, çölün kızgın kumları gösterecek.

"They were much reduced by their wounds and their hunger and they made a poor show as they staggered onward. By noon their water was gone and they sat studying the barrenness about. A wind blew down from the north. Their mouths were dry. The desert upon which they were entrained was desert absolute and it was devoid of feature altogether and there was nothing to mark their progress upon it. The earth fell away on every side equally in its arcature and by these limits were they circumscribed and of them were they locus.”
-Blood Meridian